Tarif Sonuçları

Kışın hem keyifle içebileceğimiz, hem bağışıklık sistemimizi güçlendiren, vitamin deposu, şifa niyetine tükettiğimiz un tarhanasını gelin tertemiz ellerimizle yapalım. Malzemesi : Yaklaşık 5 kg un (biraz daha fazla alabilir unu ,yanınızda fazladan bulundurun) 2 kg domates 3 kg kapya biber 1,5 kg kırmızı kuru soğan 3 kg evde mayalanmış yoğurdu süzelim Ekşi maya, yoksa fırından alınmış bir ekmek hamuru 1 çay bardağı ıslatılmış irmik Normalinden biraz tuzlu olacak şekilde kaya tuzu Tarifi: Domatesi, biberi, kuru soğanı temizledikten sonra büyük bir tencereye rastgele iri iri doğrayıp ocağa alalım. İyice suyunu çekene kadar pişirelim. Hafif bir blender yapıp salça gibi pat pat olana kadar kısık ateşte karıştırarak pişirelim ve ılıtalım. Ilıyan malzememizi büyük bir hamur leğenine boşaltıp elimizdeki mayayı, süzme yoğurdunu ve gerekirse tuzuna bakıp tuz ilave edip ıslattığımız irmiği de katıp iyice karıştıralım. Yavaş yavaş yoğurarak aldığı kadar unu ilave edelim. Çok cıvık çok da sert olmayacak şekilde bir kıvamda yapalım. İyice yoğurup temiz tezgah üzerine yerleştirelim. Eğer leğende boşluk az ise taşacaktır. Etrafında taşması ihtimaline karşı temiz yer ayarlayın. Kabardıkça günde üç-beş sefer bir tahta spatula ile iyice yoğurup mutfak beziyle örtelim. 3 gün bu şekilde devam edecektir. 3 gün sonra artık çok fazla kabarmayacaktır, artık günde iki kez yoğurmak yeter. Bu şekilde 9 gün bekleyen tarhanamızı çıkarabiliriz. Temiz ve naylon olmayan pamuklu büyük bezleri güneş almayan hava sirkülasyonu olan balkon vs yerlere serip hamurdan parça parça serelim. Sık sık kontrol ederek ve çevirerek çok kurutmadan ufalayabileceğimiz veya robottan geçirebileceğimiz kıvamda kurutup (ben kevgirden geçiriyorum, siz ister kevgirden ister robottan geçirin) tekrar bezlere serip gölgede iyice kurutalım. İyice kurumaz, nem kalırsa bozulur. Kışın kavanozda çok serin olan güneş almayan yerde veya buzdolabında saklayalım. Buzdolabı kırmızı rengini de alıyor ama olsun daha emniyetli bana göre. Kolay gelsin, afiyet olsun...

Sofralarımızın olmazsa olmazı, çocukluğumuzun o leziz yağlı peynirini katkı maddesi olmadan yemek isterseniz buyurun tarifi benden yapması sizden... Malzemeleri: Bu resimdeki miktarın malzemesi 12 kg taze günlük inek sütü 1 çorba kaşığı peynir mayası Sütü alacak bir veya iki büyük tencere Suyunu süzebileceği ince, beyaz, büyük bir bez Tarifi: Önce bezi hazırlayalım. Bezi yıkayalım hatta bir kenarını dikelim ki bize kolaylık olsun. Sonra sütümüzü alıp çok azıcık ılıtalım ama çok az, yani yeni sağılmış süt ayarında ılıtalım. Ilıksa zaten gerek yok. İkiye böldüğüm bu süte birer tatlı kaşığı peynir mayasını katıp bir kaşıkla iyice karıştıralım. 12 kilonun hepsi bir tenceredeyse bir bir çorba kaşığı katıp iyice karıştıralım. Kapağını kapatıp 1.5-2 saat sonra peynirin tuttuğunu, jöleye benzer titrek bir hal aldığını göreceğiz. Derin bir leğene, peynir torbamızı uçlarını içine düşmemesine dikkat ederek yerleştiriyoruz. Tutan peyniri bir bıçak ile rastgele kesikler atarak torbaya yavaşça boşaltıyoruz. Alttaki akan suyu boşaltıp suyla temas etmeyecek ve süzülebilecek şekilde peynirin altına düz bir tepsiyi ters çevirip, üzerine peynir torbasını yerleştirip, üzerine de en az 5 kg ağırlık yapacak şekilde bir ağırlık koyarak peynirin süzmesini bekliyoruz. İstediğimiz kıvama ve sertliğe gelen peyniri torbadan çıkarıp düz bir zeminde istediğimiz ebatlarda kesiyoruz. Kaya tuzu ile her tarafıını tuzlayıp dolapta bir gün bekletiyoruz. Peynirin kendi suyuna biraz da tuz atarak dolapta muhafaza edebiliriz. Peynirin altından akan suyu bir tencerede biriktirip ocağa alıyoruz içine iki kaşık sirke katıp kaynatıyoruz. Peynir loru oluşunca soğutup onu da bir bezde süzerek lor yapıyoruz. Afiyet olsun.

Yazın mutlaka meyve sularımızı kendimiz hazırlayalım. Hem sağlıklı hem daha uygun fiyata mal edelim. Sağlığımızı da bütçemizi de koruyarak beslenebiliriz. Tarifi: İstediğimiz herhangi meyveyi ayıklayıp yıkadıktan sonra konserve kavanozlarını makinada yüksek derecede yıkayıp ağız ve iç kısmına temas etmeden, alttan tutarak, boş ağzı yukarı bakacak şekilde bir tepsi veya temiz bir bezin üzerine sıralayalım Hazırladığımız meyveleri kavanozların yarısına kadar doldurup üzerlerine ikişer çorba kaşığı şeker ilave edip oda sıcaklığındaki içmeye kullandığımız sudan boğum yerine kadar dolduralım. Kaynar suda bekleyen, hiç kullanılmamış kapakları iç kısmına temas etmeden sırayla üç geri bir ileri yaparak sıkıca kapatıp derin bir tencereye yerleştirelim. Kapakları geçecek şekilde su doldurup kaynamaya başlayınca 15 dakika kaynatıp kapatalım. Biraz ılıyınca kavanozları kuru bir beze ters şekilde yerleştirip bir kaç gün takip edelim. Sızma yapan veya atan kapak varsa birkaç gün içinde tüketelim. Atmayanları uygun bir dolap veya tezgah altında saklayarak kışın afiyetle tüketebiliriz. Afiyet olsun.

Malzemeler: Hamuru için: 2 su bardağı ılık süt 1 çay bardağı ılık su 1 çay bardağı sıvı yağ 2 yumurtanın akı (sarısı üzerine sürülecek) 1 paket instant maya veya yarım paket yaş maya 1 çorba kaşığı şeker 1 tatlı kaşığı tuz Yeterince un Aralarına sürmek için 250 gr tereyağı veya eritip içindeki su oranını buharlaştırarak sade yağ haline getirdiğimiz 250gr margarin İç malzemesi için : 1 çay bardağı sıvı yağ 1.5 bardak un 1 çay kaşığı tuz Tarifi: Gelelim bu muhteşem ketemin yapılışına. Önce içi hazırlayalım. Soğuması için yağı bir tavaya alıp ısıtalım ve unu azar azar karıştırarak helva kıvamına gelecek şekilde ilave edelim, koku çıkana kadar kavuralım ve tuzu da ekleyerek biraz daha kavurup soğumaya bırakalım. Şimdi de hamuruna başlayalım. Un hariç tüm malzemeyi bir kapta karıştıralım ve yavaş yavaş unu ilave ederek karıştıralım. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yapalım. İyice yoğurduğumuz hamuru tezgah alıp mandalina büyüklüğünde bezelere ayıralım, oklava ile açabildiğimiz kadar açıp un serptiğimiz büyük tepsiye serip erittiğimiz yağı her yerine gelecek şekilde sürelim. 6 tane bezeyi bu şekilde yağlayarak üst üste serip en üstünde yağlayıp uçlarından çarşaf böreği gibi çekerek iyice inceltelim ve bir ucunu ortaya katlayıp üzerini yağlayalım, karşı ucunu da tam üzerine katlayıp yağlayalım ve aynı şekilde öbür iki ucunu da üzerine katlayıp kare haline gelen hamurumuzu uygun bir tabak veya tepsiye yerleştirip dolaba koyalım. Sürdüğümüz yağ donsun, kalan hamurdan aynı işlemi yapalım ve önce dolaba koyduğumuz soğuyan hamuru un serptiğimiz tezgaha alıp merdane ile kare şeklinde 1 cm kalınlığında açalım, istediğimiz ebatta büyükçe karelere bölüp içine hazırladığımız içten bir tatlı kaşığı dolusu koyup zarf şeklinde kapatıp yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye dizelim, üzerine bir örtü örtüp tepside mayalandıktan sonra üzerine yumurta sarısı sürüp önceden ısıttığımız 200 derece fırına verelim. Arzuya göre içini boş kapatarak da yapabiliriz, bolca yapıp derin dondurucuya atıp biraz erken çıkararak oda sıcaklığında çözdürüp tüketebiliriz. Afiyet olsun

Malzemesi: 1 litre süt 6 yemek kaşığı şeker 5 yemek kaşığı un 3 yemek kaşığı kakao 2 yumurta sarısı 1 kaşık tereyağı 80 gram bitter çikolata 1 su bardağı soğuk su 2 dilim kek 1 kaşık toz antep fıstığı Porsiyon başı birer çilek Tarifi: Bir tencerede unu, kakaoyu, şekeri, sütü ve yumurta sarısını mikser ile iyice pürüzsüz bir hale getirip ocakta göz göz olana kadar karıştıra karıştıra pişiriyoruz. Ocağın altını kısıp içine çikolatayı ve tereyağını ekleyip eriyene kadar karıştırıyoruz. Çikolata tam eriyince ocaktan alıp dolapta soğuttuğumuz buz gibi suyu ilave edip hızlıca karıştırıyoruz. Kıvam alan supangleyi dibine kek parçaları koyduğumuz bardaklara doldurup üzerini arzuya göre süslüyoruz. İki saat sonra servise hazır. Afiyet olsun.

Patatesli çerkes mantısı bazı yörelerde hıngel diye bilinir. Malzemeleri: Hamuru için: Yarım kg un 1 yumurta 1 tatlı kaşığı tuz Yeteri kadar oda sıcaklığında su İç malzemesi: 1 kg patates 1 çorba kaşığı tereyağı 1 tatlı kaşığı kuru reyhan 1 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber Sosu için: 1 çorba kaşığı tereyağı 1 fincan zeytinyağı 4 diş sarımsak Yarım çorba kaşığı biber salçası 1 çay kaşığı toz kırmızı biber Tarifi: Önce patatesi bir tencereye alıp üzerine su ilave edip kaynaması için ocağa alıyoruz. Patatesler kaynarken biz de hamuru yoğuralım. Unu uygun bir kaba alıp ortasına yumurtayı kırıyoruz, tuzu ve bir su bardağı suyu ilave edip karıştırdıktan sonra yavaş yavaş unu içeri doğru alarak karıştırıyoruz, gerektikçe azar azar kontrollü şekilde su ilave ederek çok sert olmayan çok da yumuşak olmayacak şekilde bir mantı hamuru elde edip iyice yoğurup dinlenmeye bırakıyoruz. Bu arada yumuşayan patatesin suyunu süzüp soyduktan sonra soğumadan üzerine tereyağını parça parça ekleyip tuz, kuru reyhanı ve toz kırmızı biberi ilave edip bir ezecek yardımıyla iyice pürüzsüz bir şekilde eziyoruz. Dinlenen hamurdan portakal büyüklüğünde bezeler yapıp un serperek oklava ile bıçak sırtı kalınlığından biraz ince bir şekilde açıp ister kare kare ister bir çay bardağı ile kesiyoruz. Kestiğimiz hamur parçalarının içene alabileceği ve kapatabileceğimiz şekilde bir çay kaşığı ile hazırladığımız patatesten koyup ortadan katlayıp uçlarını iyice yapıştırıp bez serdiğimiz tepsiye yapışmayacak şekilde sırayla diziyoruz. Bütün hamurumuzu bu şekilde hazırladıktan sonra yemek saatine bir saat kala ocağa derin bir tencereye su doldurup azda tuz atarak kaynamaya bırakıyoruz. Kaynayan suya alabileceği kadar mantıları tek tek içine atıp arada oklava ile karıştırarak içi doldurulmuş hamurlarımızdan ilave edip istediğimiz kıvama gelinceye kadar haşlıyoruz. Çok sıkı mantı atmamak gerekir sonra pişmesi zor olur, gerekirse iki tencerede yani iki seferde haşlayalım. Mantılar haşlanırken sosu yapalım. Tavaya yağları alıp eriyince dövdüğümüz dört diş sarımsağı ekleyip kavuralım. Toz biberi ve salçayı ilave edip pişirdikten sonra kaynayan mantı suyundan bir kaç kaşık alıp ilave edelim. Bir dakika kadar kaynatıp altını kapatalım. Haşlanan mantıları bir süzgece alıp üzerinde biraz soğuk su gezdirip süzelim. Cam bir tepsiye aldığımız mantıların üzerine hazırladığımız sosu gezdirip tahta bir kaşık ile ezmeden karıştırıp sıcak olarak servis edelim, arzuya göre sarımsaklı yoğurt ile tüketilebilir. Afiyet olsun.

Pırasayı birde böyle deneyin, bayılacaksınız. İster akşam yemeğine, ister beş çayına börek tadında efsane bir lezzet. Malzemeler: Yarım kg incecik pırasa 2 yumurta 3 yemek kaşığı un (arzuya göre mısır unu kullanılabilir) 2 çorba kaşığı zeytinyağı Tercihe göre bir çay kaşığı acı veya tatlı pul biber Yarım çay kaşığı karabiber Yeterince tuz Tarifi: Pırasaları incecik doğrayalım. Yıkayıp süzgeçte iyice süzüldükten sonra pırasayı derin bir kaba alıp tuzu ilave edip tek elimizle sıkarak yumuşatalım. Ardından bütün malzemeleri ilave edip iyice karıştırıp her tarafını yağladığımız yapışmaz tavaya aktaralım. Üzerini düzeltip ocağa alalım. Pişmeye başlayınca ocağı iyice kısalım, en kısabildiğimiz şekilde kısarak yavaş yavaş içini çeke çeke 15 dk pişirelim. Bir servis tabağına ters çevirip yine tavayı yağlayıp aynı şekilde öbür tarafını da kızartıp sıcak servis yapalım. Afiyet olsun.

Hem ekonomik hem lezzet garantili bu efsane yemeği denemek ister misiniz? Malzemeler: 2 su bardağı yarı pişmiş (yani patates ile pişecek kıvamda) yeşil mercimek 5 tane orta boy patates 1 tane kuru soğan 2 diş sarımsak 1 fincan zeytinyağı Yarım çorba kaşığı tereyağı (vegan arkadaşlar bunu eklemeyip zeytinyağını biraz daha eklemeli) Yarım çorba kaşığı biber salçası 1 adet domates Yarım çay kaşığı karabiber Yeterince tuz ve su Tarifi: Zeytinyağını tencereye alıp yemeklik doğradığımız kuru soğanı ısınan yağın içinde kısık ateşte sotelerken sarımsağı da ezip veya doğrayıp içine ilave ediyoruz. Sotelenen soğanın içine yarım çorba kaşığı biber salçasını ekleyerek kavuruyoruz. İçine iri küp küp doğradığımız patatesleri ekleyip biraz kavurduktan sonra soyup küçük küçük doğradığımız domatesi de ekleyip 1-2 dakika çevirdikten sonra mercimeği ekliyoruz. Tuzunu ve karabiberini yeterince çok olmayacak şekilde de suyunu ekleyip bir karıştırıp pişiriyoruz, gerek olursa kaynar su ilave edebiliriz. Afiyet olsun

Ekranlarda yaptığım ve çok beğenilen, besleyici harika bir kış çorbası... Malzemeleri: 1 fincan zeytinyağı 1 adet kuru soğan 2 diş sarımsak 1 adet havuç 1 adet patates 1 adet kapya biber 1 adet kabak 2 yemek kaşığı un Yarım su bardağı bezelye 200 ml krema Yarım bağ dereotu Yeterince sıcak su ve tuz Tarifi : Bütün sebzeleri küp küp çok minik bir şekilde doğrayıp hazırlayalım. Tencereye yağı alıp ocağı yakalım. Önce incecik doğradığımız sarımsağı ve soğanı kavurduktan sonra havucu ilave edip rengini verene kadar kavuralım. Sırayla kalan sebzeleri de ekleyip kavurduktan sonra unu serpip 1-2 dakika daha kavurup yeterince sıcak suyunu ekleyip sebzeler yumuşayana kadar pişirelim. Kıvama göre kaynar su ilave edebiliriz. Pişen çorbamızın altını kısıp kremayı yavaş yavaş karıştırarak ilave edelim. Bir iki taşım kaynadıktan sonra tuzunu da ekleyip altını kapatalım. İnce doğradığımız dereotunu ilave edip sıcak servis edelim. Afiyet olsun.

Çok beğeni alan tv4 kanalında Selda İle Neşeli Günler programında yaptığım pideler... İddia ediyorum fırıncılarla yarışacaksınız. Malzemeler: Hamuru için: 1 su bardağı ılık süt 2 su bardağı ılık su Yarım çay bardağı sıvı yağ 1 tatlı kaşığı tuz 1 tatlı kaşığı toz şeker 1 paket kuru maya Aldığı kadar un Üzeri için: 1 yumurta sarısı İç malzemesi: Tamamen keyfimize göre ve elimizdeki malzemelerden yapabiliriz. Sucuk, karışık peynirler... İstediğimiz malzemeleri içine işleyebiliriz. Tarifi: Uygun bir kapta un hariç tüm hamur malzemesini alıp bir güzel karıştıralım. Azar azar unu ekleyerek yoğuralım. Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğurup mayalanmaya bırakalım. Mayalanan hamurdan mandalina büyüklüğünde bezeler yapalım. Merdane ile oval, uzun ve ince şekilde pideleri açalım. İçlerine elimizdeki malzemelerden yayıp, kenarlarını bir parmak kadar üzerine katlayarak uçlarını birleştirip pide şeklini verelim. Yağlayıp unladığımız tepsiye yan yana yerleştirip katladığımız üst kenarlarına yumurta sarısı sürüp 200 derecede önceden ısıttığımız fırına verelim. Kenarları kızarıp piştiğinde fırından alıp servis yapalım. Afiyet olsun.

Yöreye ve kişiye göre gerek kırmızı et ile gerek tavuk eti ile düğünlerde, bayramlarda, özel günlerde yapılan anadolu yemeğimiz. Malzemeler: 1.5 su bardağı aşurelik buğday 1 adet tüm tavuk butu 1 adet kuru soğan 5-10 adet tane karabiber Varsa hazırda 2 yaprak defne yoksa da sorun değil 5 su bardağı su Tuz Sosu için: 1 yemek kaşığı tereyağı 1 fincan zeytin yağı 1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber Tarifi: İlk önce akşamdan buğdayı iyice yıkayıp bir tencereye alıp iki bardak suyu ilave edip ocağa alalım. Bir taşım kaynayınca altını kapatıp kapağı kapalı şekilde bırakalım. Sabaha kadar buğdaylar güzelce şişsin. Sabah tavuk butunu yıkayıp bir tencereye alalım. 3 bardak su, kuru soğa, tane karabiber, defne yaprağını ekleyip tavuk eti kemikten ayrılana kadar pişirelim. Pişen eti alıp suyunu süzgeçle süzelim. Et suyunun yarısını buğdaya ekleyelim, yeterince tuz ilave ederek ocağa alalım. Tavuk etini de ayıklayıp iyice didikledikten sonra onu da ilave edelim. Kaynamaya başladıktan sonra altını iyice kısalım ve ara ara tahta kaşık ile karıştırarak, ezerek gerek varsa tavuk suyundan azar azar ilave ederek macun gibi istediğimiz kıvama gelene kadar pişirelim. Pişen keşkeki biraz dinlendikten sonra servis tabağına alabiliriz. Bir sos tavasında tereyağı ve zeytin yağı kızdırıp toz kırmızı biberi ekleyip üzerine gezdirelim. Afiyet olsun. püf noktası: kolay pişirebilmek ve dibinin tutmaması için granit veya teflon tencerede pişirelim. Artarsa ikinci günü teflonda ısıtıp tüketebiliriz.

Malzemeler: 2 su bardağı köftelik bulgur 1 su bardağı köftelik yarma Yarım su bardağı irmik 1 tatlı kaşığı kimyon 1 çorba kaşığı tuz 2 çorba kaşığı biber salçası Yarım su bardağı un 1 yumurta (vegan arkadaşlar eklemiyor) Sosu: 1 çay bardağı zeytinyağı 1 baş sarımsak 4 adet iri domates veya domates sosu 1 fincan nar ekşisi Yapılışı: Yoğurabileceğimiz uygun küçük bir leğende bulguru, yarmayı, irmiği karıştıp üzerine kaynatmadan elimizi yakacak kadar sıcak suyu sadece ıslatacak kadar ilave edip karıştırırak biraz şişmesini bekliyoruz. Şişen bulgura salçayı ve kimyonu ekleyip yanımıza bir kase de soğuk su alıp yoğurmaya başlıyoruz. Arada elimizi soğuk suyla ıslatarak iyice yoğuruyoruz. Bulgur güzelce birleşip hamur gibi olunca içine yumurtayı ve unu ekleyip tekrar yoğurup hamuru topluyoruz. Hamurdan küçük parçalar alıp avcumuzda yuvarlayıp ortasına serçe parmağımızla hafif çukur açıyoruz, yayvan bir tepsiye bırakıyoruz. Bu şekilde hepsini hazırlıyoruz. Arada tepsiyi sallayalım birbirine yapışmaması için. Derin bir tencereye biraz tuz atarak kaynayan suya hazırladığımız köfteleri atıp bir karıştırıp haşlıyoruz. Köfte haşlanırken sosunu hazırlayalım. Yayvan bir tencereye yağı alıp, soyup dövdüğümüz sarımsağı ekleyelim. Bir iki çevirdikten sonra domates sosunu veya rendelediğimiz domatesi ekliyoruz. Bir iki taşım kaynatalım ve yeterince haşlanan köfteleri bir süzgeçle alıp ocakta kısık ateşte kaynamakta olan sosa ilave ediyoruz. Sosu çekene kadar bir kaç dakika kaynatıp nar ekşisini de ilave edip servis tabağına alıyoruz. Üzerine ince doğranmış maydanoz serperek servis yapabiliriz. Afiyet olsun.